Baş dönmesi ya da Latince karşılığı ile vertigo, kişinin kendisinin veya çevresinin hareket ediyormuş algısıdır. Kimi zaman hastalar bunu deprem oluyormuş gibi veya ayağının altından yer kayıyormuş gibi diye de tarif etmektedirler. Genellikle saniyeler veya dakikalarca sürer. Ancak bazen de günlerce sürebilmektedir. Genellikle bulantı, kusma ve dengesizlik te tabloya eşlik eder.
Baş dönmesi şikayeti iki temel yapının hasarından kaynaklanabilmektedir. Bunlar beynin alt, arka kısmında yerleşmiş olan beyincik ve iç kulakta salyangoz şeklinde olan yapıdır. Bunların hasarlarında baş dönmesi ve dengesizlik oluşabilmektedir. İç kulak hastalıklarında ortaya çıkan baş dönmesine periferik vertigo, beyincik hastalıklarında ortaya çıkana ise santral vertigo adı verilmektedir. Bu nedenle baş dönmesi KBB ve nöroloji branşlarının ortak sorunudur.
Kulak kökenli baş dönmeleri özellikle başlangıç döneminde son derece şiddetli baş dönmesi, bulantı, kusma, şiddetli dengesizlik ile birliktedir. Hasta hareket ettiği zaman özellikle şiddetlenir. Bu nedenle hasta yerinde hareketsiz kalmayı tercih eder. Günler içerisinde şiddeti genellikle azalır. Görme problemi pek eşlik etmez. Kulaklarda şiddetli uğultu, çınlama ve dolgunluk hissi ile birliktedir. Özellikle mevsim geçişlerinde, soğuk hava, cereyan maruziyetlerinde sık olarak gözlenmektedir. Beyincik kökenli baş dönmesi ise hareket ve pozisyondan bağımsız olarak sürekli şekilde olan baş dönmesidir. Etkilenen beyincik tarafına doğru hastayı çeker tarzda dengesizlik te vardır. Bu nedenle hastanın yürüyüşü son derece zordur. Bağlantıların etkilediği durumlarda çift görme olabilmektedir. Yine bazen konuşmada da bozulma vardır. Bu durumda kişinin konuşması sarhoş gibidir.
İç kulak hastalıkları: kulağın akıntılı kronik hastalıkları, işitme kaybı ile giden kulak hastalıkları, Meniere hastalığı, pozisyonel vertigo, viral bir enfeksiyonun denge sinirini etkilemesi gibi
Beyincik ve bağlantılarının hastalıkları: kanama, damar tıkanıklığı, MS, iltihap, tümör gibi.
Teşhiste hastanın anlattıkları ve muayene bulguları önemlidir. Buradan elde edilen ip uçları ile şikayetin iç kulak ya da beyincik kökenlimi olduğu anlaşılabilir. Ayrıca beyin MR incelemesi beyincik kökenli olanlarda kesin nedeni göstermede yardımcıdır. Beyin tomografisinin teşhiste rolü son derece kısıtlıdır.
Baş dönmesi kişiye hayatı zehir edebilen, son derece sıkıntılı bir şikayettir. Ancak doğru teşhis ve tedavi ile hastalar çok rahatlamaktadır. İç kulak kökenli tipte KBB tarafından tedavi yönetilmektedir. Beyincik hastalıklarında ise nedene göre tedavi yapılmaktadır. Tümör gibi durumlarda cerrahi müdahele gerekli iken MS, damar hastalıkları gibi durumlarda ilaçlar ile takip tercih edilmektedir.