Günümüzde teknolojinin ilerlemesi ile birlikte kişiye zarar riski olabilecek ve zahmetli tedavi yöntemleri artık tarih olmaktadır. Yerlerine daha güvenli ve kolay yöntemler gelmektedir. Örneğin 20 yıl öncesinde safra kesesi veya böbrek taşları için ciddi ağır ameliyatlar uygulanırdı ve bazen haftalarca hastanede yatma zorunluğu olurdu. Hatta daha kötüsü araya girebilecek enfeksiyon gibi olumsuzluklar yüzünden hastada ciddi hasarlar ve ölüm olabilmekteydi. Ancak günümüzde taş için ameliyat çok nadir uygulanmakta, yaygın olarak taş kırma cihazları kullanılmaktadır. İşlem adeta bir laboratuvar yöntemi gibi aynı gün uygulanmakta ve yatış gerektirmemektedir.
Tedavide olduğu gibi teşhis amaçlı olarak ta bu durum söz konusudur. 40 yıl öncesinde beyin lezyonlarının (tümör, kist, kanama gibi) teşhisi için hastanın kafasına delikler açılır ve buradan hava yada kontrast madde verilerek filmler çekilirdi. İşlem sonrasında hastaların büyük çoğunluğunda ciddi hasarlar, beyin ödemi, menenjit hatta ölüm gözlenebilirdi. Artık MR ve tomografi cihazları sayesinde çok kısa sürede ve zahmetsiz olarak bu işlem yapılabilmektedir. Yine Beyin damarlarının görüntülenmesi için boyunda yer alan şah damarlarına çivi kalınlığında iğne ile girerek ilaç verilip röntgen filmleri çekerdik (bu işlemi asistanlığım döneminde bizzat hastalarıma uygulamıştım). Artık kasıktan ya da koldan katater adı verilen bir boru ile girilerek bu işlem çok daha kolay yapılabilmektedir. Bundan da daha ileri bir nokta olarak beyin damarlarını transkraniyal doppler adı verilen bir yöntem ile hiçbir ön hazırlığa gerek olmadan çok kısa sürede değerlendirebilmekteyiz. İşlemde ses dalgası kullanıldığı için hiçbir yan etki ve kısıtlama da olmamaktadır. İşlem sayesinde damarın içinden geçen kanın akım hızını ve birim zamanda geçen miktarını rahatlıkla anlayabilmekteyiz. Her türlü beyin damar hastalıklarında, beyin ödemi takibinde son derece güvenilir bir yöntemdir. Özellikle beyin ölümü tanısında tüm dünyada kabul görmüş en pratik yöntemdir.